Ekonomi ile Doğurganlık Arasında İlişki Var mı? Türkiye’de Yaşlanan Nüfus Alarm Veriyor
Türkiye’de son yıllarda yaşanan ekonomik sorunlarla insanlar geleceğini daha fazla düşünür oldu. Özellikle pandemide başlayan yaşam ve iş tarzı değişiklikleri, eğitim sisteminde bozulma, maddi kaygılar, ailelerin çocuk sayısını azaltırken, Türkiye’nin çok övündüğü ve gelişmiş ülkeleri kıskandırdığı genç nüfusunu da eritiyor. Ekonomideki sorunların haritaya doğurganlık olarak yansıması da dikkat çekiyor.
Türkiye’nin genç nüfusu gelişmiş ülkelere karşı her daim koz olarak görülen önemli bir gücü oldu. Gelişmiş ülkelere oranlar halen daha yüksek görülen doğurganlık hızı giderek yavaşlıyor.
2022’de yüzde 15,2’ye gerileyen genç nüfus oranı, son yıllarda gelecek projeksiyonlarda da dikkat çekiyor.
Toplam doğurganlık hızının en düşük olduğu illerin de Türkiye’nin sosyoekonomik bağlamda yüksek olduğu batı tarafından olması alışılmışın dışında olmuyor.
2001 yılında Türkiye’de 2,38 olan toplam doğurganlık hızının 2022’de 1,62’ye gerilediği görülüyor.
Her gün fiyatlardaki artışların konuşulduğu bir ortamda, geleceğe dair sorgulamaları artan gençler yurt dışını çıkış olarak görürken, eğitim gibi alanlarda da nitelik açısından sorgulamalar ve maddi boyutunu büyüdüğü dönemde aileler de büyümeyi sorguluyor.
Türkiye haritası üzerinden bakıldığında da iller bazında değişkenlik göze çarpıyor. 2014 yılında Türkiye genelinde 1,5-3 olan ortalama,
2022 yılında 1,5’in altına inmesiyle dikkat çekiyor. Bu da nüfusun gelecek yıllarda yaşlanması anlamına gelirken, sosyal güvenlik, sağlık ve emek açısından ekonominin hayatın içinde yer aldığı verilerle önemli bir hal alıyor.
Sizce Türkiye’de doğurganlığın düşmesi, nüfusun yaşlanması ekonomiyle alakalı mı? Yorumlara bekliyoruz.