Nida Garipoğlu’nun Mezar Açılsın Talebinin Ardından Karabulut Ailesinin Avukatından Açıklama Geldi

Lise öğrencisi Münevver Karabulut’un 3 Mart 2009 tarihinde acımasızca katledilmesinin üzerinden yıllar geçse de yaşanan olay hafızalardan silinmedi. Münevver Karabulut’un katili Cem Garipoğlu’nun mezarının açılması da bugün bir kez daha gündeme geldi. ‘in özel haberine göre Karabulut ailesinin avukatı Dr. Rezan Epözdemir’in konu ile ilgili önemli bir açıklaması var. 

İşte o açıklama…

Münevver Karabulut’un babası Süreyya Karabulut, yıllar sonra kızının katili Cem Garipoğlu’nun mezarının açılmasını istedi.

Cem Garipoğlu, 17 yaşındaki Münevver Karabulut’u 3 Mart 2009 tarihinde vahşice katlettikten 197 gün sonra teslim olmuştu. Yargılama süreci 18 Kasım 2011 tarihinde son bulmuş, Cem Garipoğlu 10 Ekim 2014 tarihinde Silivri’de kapatıldığı 5 No’lu L Tipi Kapalı Cezaevi’nde kendini asmış ve intihar etmişti. 

Cinayetin üzerinden yıllar geçti fakat Karabulut ailesinin acısı dinmedi. Münevver Karabulut’un babası Süreyya Karabulut, cezaevinde intihar eden Cem Garipoğlu’nun mezarının açılmasını istedi.

Karabulut ailesinin Cem Garipoğlu’nun mezarının açılması yönündeki talebi reddedilmişti. Bu kez Cem Garipoğlu’nun babası Nida Garipoğlu’ndan geldi.

Daha önce Karabulut ailesinin Cem Garipoğlu’nun mezarının açılması yönünde yaptığı talep reddedilmişti fakat bu sabah saatlerinde Cem Garipoğlu’nun babası Mehmet Nida Garipoğlu da oğlunun mezarının açılmasına ilişkin talebi ikrar etti. 

Baba Nida Garipoğlu, avukatı aracılığıyla Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı’na oğlu Cem Garipoğlu’nun mezarına DNA eşleştirmesi yapılması talebinde bulundu.

Garipoğlu ailesinin ‘Feth-i Kabir’ talebi sonrası Karabulut ailesinin avukatından açıklama geldi: “Toplumun önemli bir kesimi, Cem Garipoğlu’nun intihar etmeyip cezaevinden kaçırıldığını ifade ediyor.”

Karabulut ailesinin avukatı Dr. Rezan Epözdemir yaptığı açıklamada, toplumun önemli bir kesiminin Cem Garipoğlu’nun intihar ettiğine inanmadığını ifade etti.

“Kamu vicdanı son derece rahatsız.” diyen Dr. Rezan Epözdemir, Garipoğlu’nun otopsi raporunda yaşanan skandalları hatırlattı.

Avukat Dr. Rezan Epözdemir, otopsi ve tutanak süreçlerinde yaşanan skandalları şu şekilde sıraladı: 

Kamu vicdanı son derece rahatsız. Tabi bunda; Münevver Karabulut cinayetinden hemen sonra bizim tek başına mücadele ettiğimiz adli tıp kurumunda otopsi raporunda yaşanan skandallar, kollukta yaşanan olay yerinde bulunan paraların tutanağa geçmemesi ve kaybedilmesi, kamera kayıtlarının kırık olmamasına rağmen kırıktır şeklinde tutanak tutularak cinayetin en önemli delilinin karartılması, Cem Garipoğlu’nu yakalamaya giden polisin Cem’in kaçışına yol vermesi, yargıda yaşanan reddi hakim ve mahkeme başkanının daha önce Garipoğlu ailesi için vermiş olduğu beraat kararları gibi skandalların da etkisi var.

Karabulut ailesinin avukatı Epözdemir sözlerini, “9 yıldır mücadele veriyoruz, hukuki mücadelemiz sonuna kadar devam edecek.” diyerek tamamladı. İşte, Dr. Rezan Epözdemir’in o açıklaması

Toplumun önemli bir kesimi, Cem Garipoğlu’nun intihar etmeyip cezaevinden kaçırıldığını ifade ediyor. Biz bu kadar fazla infaz süjesinin olduğu bir süreçte bir tutuklu veya hükümlünün cezaevinden kaçmasının çok zor olduğunu ifade etsek de, Cem Garipoğlunun kaçıldığına dair toplumun her kesiminde yaygın bir kanaat var.Kamu vicdanı son derece rahatsız. Tabi bunda; Münevver Karabulut cinayetinden hemen sonra bizim tek başına mücadele ettiğimiz adli tıp kurumunda otopsi raporunda yaşanan skandallar, kollukta yaşanan olay yerinde bulunan paraların tutanağa geçmemesi ve kaybedilmesi, kamera kayıtlarının kırık olmamasına rağmen kırıktır şeklinde tutanak tutularak cinayetin en önemli delilinin karartılması, Cem Garipoğlu’nu yakalamaya giden polisin Cem’in kaçışına yol vermesi, yargıda yaşanan reddi hakim ve mahkeme başkanının daha önce Garipoğlu ailesi için vermiş olduğu beraat kararları gibi skandalların da etkisi var.Geldiğimiz noktada müvekkil Süreyya Karabulut da, Cem Garipoğlu’nun cezaevinden kaçırıldığına dair kanaat var. 5’i münferiden öldürücü 29 bıçak kesisi, henüz yaşarken maktulenin kafası bedeninden ayrılmak suretiyle canice işlenen bir cinayette, aileye bir taziye dileği dahi iletmeden, kanlı kanepedeki mutlu aile fotoğrafı, testereli paylaşımlar, maktulenin katledildiği 3 mart günü yapılan eğleneceler ve kamuoyuna verilen diğer mesajlarla bu cinayete ilişkin hiç bir nedamet gösterilmemesi de toplumda bu kanaatin oluşmadında etkili oldu. Bu yönüyle Süreyya Beyin kuşkuları da son derece yerinde.Bu kapsamda biz Silivri Cumhuriyet Başsavcılığından ortaya çıkan delillerle CMK’m. 172/2 ve 87/4 uyarınca fethi kabir suretiyle mezarın açılmasını talep ettik. Cem Garipoğlunun babası da 06.10.2023 tarihinde dosyaya dilekçe vererek mezarın açılmasını istiyor. Artık Başsavcılığın bir an önce kafalardaki soru işaretlerini gidermesi ve fethi kabirin yapılmasına karar verilmesi gerekir. Kamu vicdanı son derece rahatsız, bu rahatsızlığı giderecek olan da yargılama makamlarıdır. Hukuk devleti tam da bunun için var. Her iki tarafın da bu yönde talebi ve Babasının muvaffakatı varken mezarlığın açılmaması hukuken ve fiilen kabul edilemez. Bu talepten sonra en kısa sürede fethi kabir işleminin yapılması gerekir. Kamu vicdanının rahatlatılması, maddi gerçeğin ortaya çıkması ve adaletin tecellisi gerekir. Bunun için 9 yıldır mücadele veriyoruz, hukuki mücadelemiz sonuna kadar devam edecek.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir